Besi İşletmesi Yönetimi
Besicilik birim zamanda en fazla canlı ağırlık artışını en uygun maliyet ile sağlamayı amaçlayan bir iş koludur. Bu iş kolunun başarısı; besiye uygun materyal seçimi, doğru amaca uygun ve besi hayvanlarının ihtiyaçlarını karşılayacak barınakların planlanması, doğru bakım ve besleme uygulamaları ile uygun korunma sağaltım programlarının yürütülmesi ile mümkündür. Besicilikte üretilecek nihai ürün olan karkas maliyetini belirleyen en önemli unsurlardan ikisi de besi süresi ve işletmenin dönüş hızıdır.
Barınakların Planlanması ve Yönetimi:
• Barınakların planlanmasında hayvan başına kuru altlık alanı: her 100 kg canlı ağırlık için en az 1m² olmalı. Ortalama besi sığırı canlı ağırlığını 400 kg gibi kabul edersek 4m² kuru ve en az bunun 2 katı da ilave gezinme alanının olması gerekir. Bu gereklilikleri bölgenin m²’ye düşen yıllık ortalama yağış miktarı etkiler.
• Barınakların planlanmasında hakim rüzgardan korunmaya dikkat edilmesi gereklidir. Aynı zamanda iyi bir havalandırma gereklidir.
• Minimum çatı yüksekliği bölgenin iklim yapısına göre dizayn edilmeli, özellikle sıcak bölgelerde yüksekliğin yeterli olduğundan ve çatı altlarının yeterince serin ve havadar olduğundan emin olunmalıdır.
• Hayvan başına serbest sistemlerde en az 25 cm yemlik alanı olması rekabet olmaması ve yeme serbest ulaşımın sağlanabilmesi açısından çok önemlidir.
• Altlıkların kuru olması özellikle genç hayvanlarda ve çiftliğe yeni toplanmış hayvanlarda çok önemlidir.
• Padokların çok kalabalık olmaması gerekir(maksimum 20-25 baş).Hem yönetim uygulamaları hem de rekabet ve hayvan temini noktasında avantaj sağlar.
• Padoklarda hayvanlar mümkün olduğunca homojen olmalıdır. Çok farklı canlı ağırlıkta ve farklı yaş gruplarında hayvanlar bir arada barındırılmamalıdır.
• Özellikle 350 kg ve üzeri canlı ağırlıkta çok kalabalık padoklardan sakınılmalıdır.
• Hayvanın sosyal bir çevreye adaptasyonunu ve sosyal hiyerarşi gereği gerekmedikçe padoğu değiştirilmemelidir.
Hasta Hayvanlar/Önleyici Uygulamalar
• Hasta ve tedavi gören hayvanlar bir kez padoktan çıkarıldı ise tekrar eski padoğuna alınmamalı, bu hayvanlar ayrı bir padokta besi süresince tutulmalıdır.
• Hasta hayvan padokları diğer padoklara yakın olmamalıdır.
• Tedavi süreçleri ve tedavi maliyetleri mutlaka protokol çerçevesinde yapılmalı gereksiz ve uzun süreli (maliyetli) tedavilerden kaçınılmalıdır.
• Besicilikte mecburi kesim ve fire oranları içerisinde yüksek bir yüzdeye sahip olan solunum yolu problemleri ile mücadele önemlidir. Bu noktada dikkat edilecek önemli unsurlar; hastalığın başlangıç aşamasında erkenden tespit edilerek uygun tedavi protokolü ile müdahale edilmesi, tedavi sürecinin başarısını ve tedaviye alınan yanıtı da iyi bir şekilde takibi açışından gerek ateş takibi gerekse klinik muayeneler ile takip edilmesidir.
• Hasta olan hayvanlarda gerekli muayene ve tedavi uygulamalarının yanı sıra iyileşme şansı yok ise çok fazla canlı ağırlık kaybı yaşanmadan kesim kararı verilmelidir.
Besicilikte özellikle dışarıdan hayvan tedarik edilerek yapılıyor ise en kritik dönem hayvanların getirildiği ilk 3 haftalık dönemdir.
• Bu dönemde hayvanların çok kalabalık olmamak kaydı ile ayrı bir bölmede barındırılması
• Uygun yemleme ve yem geçiş programının planlanması
• Gerekli olan aşılama ve tedavi protokollerinin titizlikle uygulanması
• Gelişebilecek hastalıkların erken tespiti amacıyla gerek gözlemle gerekse ateş takibi ve muayene etmek sureti ile sıkı bir önleyici sağlık hizmeti programının uygulanması gerekir.
• Bu uygulamalar ile gerek tedavi masraflarının düşmesi gerekse daha iyi bir besi performansı sağlanması mümkün olacaktır. Aynı zamanda acil kesim ve ölüm gibi istenmeyen durumların azalmasını sağlayabiliriz.
En önemli konularda biri de besiye alınacak hayvanların doğru seçimidir.
• Gelişme geriliği olan, solunum yolu problemleri olan veya yoğun parazit enfestasyonuna maruz kalmış hayvanlar tercih edilmemelidir.
• Düşkün durumda olan, Mermede (burun) kuruluk olan, Seröz veya muköz burun akıntısı olan hayvanlar tercih edilmemelidir.
• Özellikle belli dönemlerde ülkemizde yaygın olarak görülen şap hastalığının görüldüğü bölgelerden hayvan alımı yapılmamalı ve bu durumlara karşı gerekli biyogüvenlik önlemleri alınmalıdır.
• Hayvan seçilirken mümkün olduğunca pazarlardan değil üretici veya çiftliklerden alım yapılması hayvanların daha az strese girmesi ve daha az patojenle (mikrop) karşılaşması açısından tercih edilmelidir.
• Aşılama ve antibiyotik uygulamaları mümkün olduğunca hayvanların temin edileceği yerde sevk tarihinden 3-4 hafta önce yapılmalıdır. Mümkün olmadığı durumlarda bu uygulamalar işletmede karantina süresince yapılmalıdır.
• Çok uzun süreli nakliyeden kaçınılmalıdır.
• Eğer olabiliyorsa hayvanların temin edildiği işletmede son 1 haftada tükettikleri rasyonun bilinmesi yem geçişi ve besiye daha çabuk geçiş için önemlidir.
Besleme Yönetimi:
• Besi başlangıcında hızlı rasyon geçişi yapılmamalıdır.
• Yemlikte her zaman yem bulunması sağlanmalıdır.
• Besleme pratiği olarak besi başlangıcında (Hayvanlar besi işletmesine ilk geldiklerinde) Her 100 kg. canlı ağırlığa 1 kg kesif yem ve serbest kuru ot verilmelidir.
• Besi süreci ilerledikçe kesif yem oranı aşamalı olarak artırılmalıdı, hayvanların önünde yem her zaman bulunmalıdır. Burada yine iyi kaliteli kaba yemin serbest olarak besi hayvanlarının tüketimine sunulası önemlidir.
• Boylanma sürecini tamamlamış hayvanlara özellikle besinin son döneminde kesif yemin bir kısmının (%20-30) tahıllar ile karşılanması ekonomik ve verimli olacaktır.
• Her 25 hayvana minimum 1 suluk bulunmalıdır.
• Suluklar günlük olarak kontrol edilmelidir.
• Yem tüketimleri takip edilmelidir.
• Hayvanlar özellikle yemsiz bırakılmamalıdır.
• Asidoz ve tympani ye karşı dikkatli olunmalıdır.
• Hazırlanan rasyonların hayvanlara doğru olarak sunulduğundan emin olunmalıdır.
• Rasyon kuru maddesinde aynı gruplar için lehte veya aleyhte günlük %3 ten fazla değişiklik yapılmamalıdır.
Diğer Benzer Yazılar
Kaliteli Ürün Dünyamızla Verimliliğiniz Artacak!